Eğer güzel gözlerin olmasını istiyorsan insanlara iyilikle bak...
Belçika'nın Ixelles kentinde doğdu. Annesi Hollandalı bir barones, babası zengin bir İngiliz bankacıydı. Anne ve babası, Audrey henüz bir yaşındayken boşandı ve Audrey annesinin yanında kaldığından babasını bir daha göremedi. 10 yaşındayken annesi başka bir adamla evlendi ve Hepburn yeni babası ile birlikte Nazi işgali altındaki Hollanda'ya göç etmek zorunda kaldı. Burada oldukça zor bir çocukluk geçiren Hepburn'un sinemaya büyük ilgisi vardı ve oyuncu olmanın düşlerini kuruyordu. Savaşın bitmesinden sonra Londra'ya gidip bir bale okuluna yazıldı ve bir süre sonra modellik yapmaya başladı. Oyuncu olabilmek için İngiltere'ye giden Hepburn, ilk filmi "Young Wives Tale"da (1951) rol aldığında 22 yaşındaydı. Bu ilk filminde güzelliği ve zerafeti ile izleyen herkesin dikkatini çeken Hepburn hızlı bir yükselişe geçti. "Monte Carlo Baby", "Lavender Hill Mob" ve "Secret People" gibi filmlerde oynadıktan sonra Hepburn, 1952'de rol aldığı "Roman Holiday" ile büyük başarı kazandı. Bir prensesi canlandırdığı "Roman Holiday" Hepburn'un ilk başrolüydü ve Gregory Peck ile birlikte rol aldığı film sayesinde En İyi Kadın Oyuncu Akademi Ödülü'nü kazandı. Bu ödül onu bir anda yıldız mertebesine yükseltti ve Hepburn hızını hiç kaybetmeden art arda başarılı yapımlarda rol aldı. 1954'de usta yönetmen Billy Wilder'ın "Sabrina"sında ünlü oyuncu Humprey Bogart ile rol alan güzel yıldız bu filminden bir Oscar adaylığı kazandı. Daha sonra Hepburn "War And Peace", "Funny Face", "Love in the Afternoon", "Green Mansions" ve "The Unforgiven" gibi filmlerde rol aldı. 1957 senesinde ki Billy Wilder Love in the Afternoon filminde Gary Cooper ile oynar, bu iyi bir aşk filmidir. Kariyerinin bu kısmında dönemin en ünlü yönetmenleri ve aktörleri ile çalışan Hepburn çalıştığı herkesi kendine hayran bırakıyordu. O yalnızca güzel ve yetenekli bir oyuncu değil aynı zamanda zarif bir hanımefendiydi. Güzel yıldız daha sonra "My Fair Lady", "Breakfast at Tiffany's" ve "Wait Until Dark" gibi filmlerle büyük başarı kazandı.1962 de Tiffany'de Kahvaltı'da George Peppard ile başrolleri paylaştı ve usta Yönetmen Blake Edwards tarafından yapılmış bir filmdir. Burada gelgitler yaşayan bir kadının iç dünyasını oynar. Audrey Hepburn bu başarılı oyunculuk kariyerinin yanında birçok yıldız oyuncu gibi özel hayatıyla da sürekli gündemde kaldı. Gerek William Holden ile yaşadığı fırtınalı aşk gerek Mel Ferrer ile yaptığı sorunlu evlilik tüm dünya tarafından yakından takip edildi. Hepburn'un Mel Ferrer'den Sean adında ve Dr. Andrea Dotti'den Luca adında iki çocuğu var. Audrey Hepburn 1990'da oyunculuğu askıya aldı ve yalnızca çok özel projelerde yer aldı. Audrey Hepburn 20 Ocak 1993'te İsviçre'de bağırsak kanserinden öldüğünde 63 yaşındaydı. Hepburn'un mezarı şu an sviçre'de bulunuyor. Vikipedi Sözleri: 1- Hayatını Yaşa! Hayatı hayat yapan en önemli şey “mutlu olmak”tır. İşte bu, tüm sorunların en gizli anahtarıdır. 2- Başkalarını Asla Unutma! Yaş aldıkça iki elin olduğunu keşfedersin; bir tanesi kendine yardım eder, diğeri başkalarına… 3- Yalnızlık, Sağlıklı Olabilir! Sık sık yalnız kalmalıyım. Cumartesi gecesinden Pazartesi sabahına kadar evimde tek başıma olduğumda gayet mutlu olabilirim. Bu yalnızlık belki de benim uzun yol için en etkili yakıtım. 4- Hareketler, Bizi Tanımlar! Bir insanı, başkalarının onun hakkındaki görüşlerinden ya da onun başkaları hakkındaki görüşünden anlayabilirsin. 5- Fazla İlgi, İyi Bir Şey Olmayabilir! Sahne ışıklarının bir kızın görünüşünü gölgeleyebilecek kadar keskin hatları vardır. 6- Aslında Hepimiz Aynıyız! Audrey Hepburn bunun detaylarını iki cümle ile özetler: Yarı tarafım İrlandalı, diğer tarafım Hollandalı, ben ise Belçika’da doğdum. Eğer ben bir köpek olsaydım büyük bir karmaşanın içinde olacaktım. 7- Sesini İyi Ayarla! Neden değiştiresin ki? Kavga esnasında yükseltince daha mı haklı oluyorsun. Herkesin bir yaratılış sesi var, kendini tanı ve mutlu ol. 8- İmkânsız Diye Bir Şey Yoktur! Çünkü ‘imkânsız’ kelimesinin içinde bile ‘imkân’ vardır. Ve final… İsterseniz finali de hepimizin tam kalbine dokunan sözler ile yapalım. “Eğer güzel gözlerin olmasını istiyorsan, insanlara iyilikle bak, Eğer saçların güzel olsun istiyorsan, bırak çocuklar ellerini geçirsin saçlarından, İnce bir bedense isteğin ekmeğini açlarla bölüş Ve güzel dudaklara sahip olmak için sadece güzel sözler söyle…”