Sonbaharlar.....
Her gelişinde, hüzünle karışık bir isyankârlıkla, sararan yaprakların yere düşerken çığlıklarını işittiğim; kahkaha atar gibi konuşan martıların, lodosun habercisi olduklarını anladığım; vapurların sirenleriyle sabah kalktığımda, göz gözü görmez beyazlığı seyrettiğim sonbaharlar...
Yeni yaşıma ve yeni bir yıla, heyecanla bakmıyorum artık...Çünkü büyüdüm..Çünkü...Eskisi kadar mutlu etmiyor devrilen yıllar..
Ancak...Bu Sonbahar......Bu sonbaharda bulduklarım....İlk defa huzurluyum, kavga etmiyorum kendimle...
İlk defa, sohbet etmek, beni yormuyor...İlk defa, dinlemek, sıkmıyor...İlk defa, yazmak, mutlu ediyor.
İnsanın, kırkına yakın kemâle yaklaştığı söylenir hep....Belki de bu yüzdendir, kendimle kalmaktan sıkılmıyorum artık....
Sıcak, ballı-tarçınlı bir ıhlamur içmek; yanında Göksel Baktagir'i dinlemek, Tolstoy okumak...Mutlu ediyor....
Küçük mutluluklarla sevinmeyi, maddeden mânâya geçmeyi, öğretenden öğrenmeyi sevdim ben bu Sonbahar...."Ben bilirim!" dememeyi....Zümrüd-ü Anka ile Kaf Dağı'na gitmeyi...
Yeni dostlar edinmeyi sevdim....Onlarla uzun uzun konuşmayı...
Sevgiyi öğrendim....Sevginin her zaman "aşk" olmayacağını...
Toleransı öğrendim....Hoşgörüyü...Kızmanın, öfkenin saçma sapanlığını...
Merhameti öğrendim...Kendime değer vereceğim diye başkalarını ezmemeyi...
Gönül incitmemeyi öğrendim...Bir tek gönlü incitmenin bile, kinlenmenin, aslında kendime zarar verdiğini....
Daha neler var öğrendiğim...Neler, neler...Onları da diğer denemelerimde paylaşmak dileğiyle...
Sevgiyle yaşayın.